Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Travma yaratan ( gerçek bir ölüm veya ölüm tehdidi, ağır yaralanma, bireyin bedensel bütünlüğünü tehdit eden, baş etmekte güçlük yaşadığı ani, şiddetli bir olay) bir durumla karşılaşması veya tanık olması sonucu kişide yoğun kaygı, endişe ve korku hali, olayın hatırlatıcı olgularından kaçınma, tekrar tekrar olayı zihninde yaşantılama eğilimi gibi kişinin yaşamsal işlevini bozan semptomlarla karakterize bir kaygı bozukluğudur.
Travmalar kişinin ruhsal sağlığını derinden etkileyen, baş etmekte güçlük yaşadığı deneyimlerdir. Freud; kişinin tüm savunma düzeneklerini devre dışı bıraktığı, içsel çatışma meydana getirdiği ve kişinin çözümlemede yetersiz kaldığı yaşantılar olarak tanımlar. Birey; yoğun acı verici stresör olayı bilinç düzeyinden uzaklaştırmaya çalışarak bastırmayı seçer. Fakat zihinde çözümlenmemiş şekilde dağınık halde görüntü, ses, düşünce, bedensel tepkiler, duygusal bozulmalar olarak tekrar yaşantılanarak anksiyete ortaya çıkar.
TSSB’ nin ortaya çıkmasında o olayın birey için niteliği, şiddeti, daha önce yaşadığı travmatik deneyimler, çevresel ve genetik faktörler etkilidir.
Stresörün etki şiddetini arttıran etkenler
TSSB’ NİN BELİRTİLERİ
1. Tekrar Deneyimleme, Artmış Uyarılmışlık
2. Kaçınma
3. Duygusal Belirtiler
5. Fiziksel Belirtiler:
Tedavi;
Temelde tüm tedavi yaklaşımlarında amaç; travmatik anıların anlamlı deneyimlere dönüştürülmesi, ve ortaya çıkardığı çaresizlik, değersizlik ve suçluluk gibi zorlayıcı duyguların azaltılarak kişinin eylem alanının genişletilmesiyle beraber ortaya çıkan yaşamsal işlevini bozan semptomların iyileştirilmesidir.
Tedavi, bireyin ihtiyaçlarına ve semptomların ciddiyetine göre özelleştirilmelidir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR), şema terapi gibi terapi yöntemleri sıkça kullanılan etkili tedavi yaklaşımlarıdır.
Klinik Psikolog Adile Nur Koyuncu