Sallanmanın İyileştirici Gücü
Neden sallanmak bize bu kadar iyi gelir?
Bu soru aslında düşündüğümüzden çok daha derin bir yere çıkıyor. Çünkü sallanmak, sadece çocuklara ya da nostaljiye ait bir şey değil; bedenimizin ve beynimizin çok iyi bildiği, kadim bir rahatlama dilidir aslında.
Her şey bebeklikte başlıyor. Bizler bu dünyaya geldiğimizde, kendimizi ifade edecek sözcüklerden yoksunduk. Karnımız acıktığında, üşüdüğümüzde ya da sadece birine ihtiyacımız olduğunda ağlıyorduk. İşte tam o anda, annemizin ya da bakım verenimizin bizi kucağına alıp hafif hafif sallaması her şeyi değiştiriyordu. Bu ritmik hareket, sadece bizi fiziksel olarak sakinleştirmiyordu; aynı zamanda beynimizdeki stres sistemini de düzenliyordu. Yani sallanmak, ilk öğrendiğimiz “güvende hissetme” biçimiydi.
Beynimiz, ritmik ve kendini tekrar eden hareketleri sever. Çünkü bu tür hareketler, sinir sistemimizi düzenler. Özellikle vestibüler sistem dediğimiz denge sistemimiz, sallanma gibi uyarıları aldığında bedende bir sakinleşme tepkisi başlatır.
Bu yüzden:
• Bebekler kucakta sallanarak uyur,
• Yaşlılar sallanan sandalyelerde huzur bulur,
• Hatta bazı dini ritüellerde insanlar kendilerini ileri geri hareket ettirir.
Fark ettiniz mi? Farklı yaşlarda, farklı kültürlerde, farklı niyetlerle ama aynı hareketle: Sallanarak rahatlıyoruz.
Sallanmak, aslında bedenimizin bir tür oto-regülasyon (kendini yatıştırma) aracıdır. Stresli, kaygılı ya da duygusal olarak yoğun hissettiğimizde, bilinçsizce ayak sallamaya ya da yerimizde hafifçe ileri geri sallanmaya başlarız. Bu tamamen doğaldır. Vücudumuzun kendi kendine dengeye gelme çabasıdır. Bazı travma yaşayan ya da otizm spektrumundaki bireylerde de benzer bir durum görülür. Ritmik hareketler, bazen bilinçli bazen farkında olmadan, içsel huzursuzluğu düzenlemeye yardımcı olur.
Görünüşe göre sallanmak evrensel bir şifa dili. İnsan bedeninin ve beyninin “kendini iyi hissetme” tuşlarından biri. Teknolojinin, ekranların ve yüksek tempolu hayatın içinde çoğu zaman unuttuğumuz o basit hareket. Bir parkta bir salıncağa binmek... Evde bir sandalyeyi hafifçe ileri geri sallamak... Ya da sadece müziğe kendini bırakmak bile bazen yetiyor insana. Kısaca, bedenimizin “şu an güvendesin” demesi, bazen de çocukluğumuzdan kalma o ilkel huzurun kısa bir ziyaretçisidir aslında. Belki de zaman zaman hepimizin bir salıncağa ihtiyacı vardır. Bizi çocukluğumuza, güvene, ritme ve kendimize geri götüren bir harekete… Eğer kendinizi yorgun ya da stresli hissediyorsanız, belki de çözüm çok uzakta değildir. Sadece biraz… sallanmaktır.
Endam İlgar