Bağlanma; kişinin diğer nesneyle arasında geçen yakınlık arayışı sonrası oluşan, sürekliliği ve tutarlılığı olan duygusal bağ olarak tanımlanabilir. Kişinin hayatının erken dönemlerinde belirginleşen ve hayat boyu yaşadığı veya yaşayacağı ilişkilerde ilişki kurma biçimini veya örüntüsünü belirleyen bir durumdur. Yaşamın erken dönemlerinde bebek ile bakım veren arasında gelişen çift yönlü bir süreçtir. Anne ile çocuk arasındaki süreklilik sağlayan bu duygusal alışveriş kişinin ileriki dönemlerinde ilişki örüntüsünde belirleyici olduğu düşünülür.
GÜVENLİ BAĞLANMA
Bebek duygularına eşlenir olabilecek, aynalama ihtiyacını karşılayacak, gereksinimlerinin kabul göreceği bir ilişkiyi deneyimleyebildiğinde, ihtiyaç duyduğunda bakım verenin orada olacağını ve bakım verenden gerekli desteği bulabileceğinden emin olur. Başkaları ve kendi için zihninde olumlu içsel temsiller oluşturabilir. Kabul gören, ihtiyaçlarını karşılayan, anlayışlı ve kapsayıcı olan, temas eden, dinleyen ve iletişime açık olan olumlu ebeveyn tutumları güvenli bağlanma stilinin oluşmasında etkili olmaktadır. Yapılan bir çalışmada güvenli bağlanmanın “annenin duyarlılığı” ile ilişkisinin yüksek olduğu ortaya koyulmuştur. Çalışma “Duyarlılığı” bebeğin duygusal ve fizyolojik tepkilerine dikkat etmesi, doğru bir şekilde anlayabilmesi ve uygun tepkiyi verebilmesi olarak açıklanmıştır. Uygun tepkileri ve doğru yansıtmaları alabilen çocuğun duygu düzenleme becerisinin de geliştiği görülmüştür. (Tüzün, 2006)
Güvenli bağlanan kişiler, kendilerine ve başkalarına dair olumlu içsel temsiller geliştirdikleri için benlik saygısı yüksek bireylerdir. Benlik saygısının yüksek olması; kişiyi daha özgüvenli, karar vermek konusunda etkin olabilen, denemek ve keşfetmek için cesaret gösterebilen, kendilik algısı olumlu, içsel motivasyon kaynakları olan, duygulanımı stabilize olan, olumlu duygulanıma sahip, gelecek algısı pozitif olan, diğerlerine karşı güven duygusu geliştirebilen bireyler olmasını sağlamaktadır. Bu kişiler kolay bir şekilde ilişki başlatabilir ve sürdürebilirler. Diğer yandan bağımsız olma davranışları da vardır. (Nurkan, 2020)
Güvenli bağlanma bebeğin keşif yapabilmesi için ve bağlama uygun hareket edebilmesini sağlamaktadır. Tehdit ve tehlike içeren veya olumsuz yaşam olaylarıyla karşılaştıklarında sağ duyulu olabilir, çözüm odaklı bir şekilde olaylara yaklaşma eğilimleri gösterebilirler. Bağlanma tarzının kişinin sosyal becerilerinin gelişmesinde ve ruhsal olgunluğun oluşmasında önemli bir yordayıcı olduğu farklı araştırma sonuçlarıyla ortaya koyulmuştur. Güçlü sosyal becerilere sahip bu kişiler, kendi potansiyellerini keşfetme ve ortaya koyma cesareti gösterme konusunda daha ileride olurlar. Aidiyet duygusuna da sahip olan bu kişiler; topluma uyum sağlayabilir, değer ve kuralları benimseyebilirler. Aidiyet ve güvenlik duygusuna sahip olmak kişinin boşluk hissini daha az deneyimlemesine, hayatında anlam ve amaç bulabilmesinde önemli bir yerde konumlanır. Dolayısıyla ruh sağlığının korunabilmesinde bu bağlanma tarzına sahip bireyler daha olumlu etkilenmektedirler. (Bowlby, 1960)
Toplumsal etkileşim ve iletişim için belirleyici olan hoşgörü, anlayış, alçakgönüllülük, diğerkamlık, adalet ve eşitlik gibi olumlu, uyum sağlayıcı becerilere sahip bireyler olurlar.
Özellikle ergenlik yetişkinlik döneminde dış dünyaya yönelen bireylerin sevilebilir, değerli ve yeterlilik inançlarına sahip olmaları, dış dünyaya ve kendilerine yönelik olumlu algıları sosyal hayata katılım ve bireylerin yaşamdan doyum sağlamaları noktasında etkili olmaktadır.
Mahler’ e göre 3 yaşındayken oluşan anne imgesi hem kendimizi hem de başkalarını anlayabilmemizde referans olduğunu belirtir. Buradan yola çıkarak sözlü ve sözsüz iletişimi algılayabilme, zihin kuramının gelişmesiyle birlikte bir başkasının düşünme, karar verme ve duygusal ihtiyaçlarını görebilme ve anlayabilme kapasitesinin geliştiği bu erken dönemlerde olumlu ebeveyn tutumlarının olması kişinin yaşam boyunca kendisini tanımasında ve hayata uyum sağlayabilme noktasında etkili ve belirleyici olmaktadır. ( Tüzün, 2006)
Güvenli bağlanmanın bir diğer adı bazı kaynaklarda “emniyet” olarak tanımlanır. Emniyette olmak kişinin korunacağı, tehlikelerden uzak kalabileceği, zarar görmeyeceği bir yer olarak tasvir edilir. Emniyette olma hissi, kişinin atılgan olması için gerekli olan cesaret ve kararlı yönünü daha kolay açığa çıkarmasına yol açar. Bu bilgiler ışığında güvenli bağlanma stiline sahip olmak; kişinin kendilik ve dış dünya algısının olumlu olmasını, sağlıklı benlik gelişimi ile beraber sosyal becerilerinin gelişmesini, topluma uyum sağlayabilmesini olumlu yönde etkileyerek ruh sağlığının korunmasında önemli bir yordayıcı olmaktadır.